Bu Blogda Ara

31 Aralık 2011 Cumartesi

2011'in son blog girdisi

Sexy Glitter Graphics - Glitterlive.com
Sexy Glitter Graphics - Glitterlive.com/Save and Bookmark


Sexy Glitter Graphics - Glitterlive.com
Sexy Glitter Graphics - Glitterlive.com/Save and Bookmark


Yeni yıl üzerine

Yeni yıl kavramı kimileri için sadece sıradan bir gün,kimileri için herkesin yaptığının taklidi,kimileri içinse tamamıyle yeni bir başlangıç için kutlanan bir zamandır.Peki sizce hangisi?

Yeni başlangıçlar her gün yapılabilir tabi,fakat herkesin aynı güne odaklanarak yaptığı “olumlama” sanki daha bir yerinde ve tatmin edici oluyor.(olumlama kavramı için :Beki İkala Erikli’nin “Meleklerle Yaşamak “kitabını bir inceleyin diyorum”.)En iyi sonuçları alabilmek için “31 Aralık’tan “ başka da gün olamaz herhalde?İyi-kötü bir yılın bitimiyle,tertemiz bir yılı kendine çekmek..

glitter-graphics.com


glitter-graphics.com

Bazen yaşadığımız talihsizlikleri kendimizin yarattığının farkına varamıyoruz ne yazık ki.Olumsuz başladığımız bir güne,olumsuz sonuçlanacak diye odaklanmasak rahat edeceğiz aslında ..Yapamıyoruz yine de,mıknatıs gibi çektikçe çekiyoruz.İyi diye bir şey var görmek,farkına varmak lazım..Uzak durun depresiflerden,nazarı sarsıcı bir şekilde değenlerden;kötü enerjililerden,olumsuz kişilerden,hep dert yananlardan..Bırakın kendileri bulsun çıkış yolunu.Tecrübe düşe kalka kazanılır zaten ve yalnızsındır yaşarken.

Ne yazık ki bir-iki yıldır özel bir kurumda çalıştığım için yeni yıl günlerine hep bir dersim oluyor,günümü bağlıyor ve evde geçiriyorum.Ama mızıklanmayacağım ailemle olmayı da seviyorum,aileden birinin vefatını yaşayan varsa (ki Keşke hiç başımıza gelmese),”ıyk ailemle geçiricem” diye tribe girmez,o anın kıymetini bilir..Neyse ağlamaklı konuyu deşmeyeyim değil mi?


glitter-graphics.com

Gelelim “yeni yıla kapalı”,çocuklarına “bugün kutlanmaz,gevur işi o tüoooahhh”,”içki içilmez”,”dans edilmez” hödö hödöööt diyen kişilere-“the tutucu kesim”-defolun,dağılın ulen!
Kutlama ne zaman yapılır ne zaman yapılmaz öncelikle bunu araştırma yaparak öğrenmenizi tavsiye ederim,”the tutucu kesim”.Öncelikle Yeni Yıl ve Noel kavramlarını iyi ayırt edin ,bunlar okullarda öğretilmiyor,hatta çoğu öğretmen de “gevur icadı” bunlar diye bile öğretiyor olabilir:neden? Türkiye’deyiz,yalan yanlış tarihin öğretildiği,sınavlarda bu yalana mahkum olan bizleriz.Tutupta gerçek kavramların da okulda anlatılmasını beklemiyorsundur herhalde?


glitter-graphics.com


He bir de yeni yılda ağaç süslemenin Türklerden çıktığını söylesem?Bak Muazzez İlmiye Çığ neler diyor?

Biraz kim ,ne yapmış öğrenme çabanızı,araştırarak,farklılıkları karşılaştırarak,farkındalığa ulaşarak geçirin,bu genç yaşınızda okuduğunuz bölümlerin hakkını verin,en azından ilk Nobel ödülünü kim almış onu bilin,ben utanıyorum sizin hala öğrenemediklerinizden..

Bu kadar kızma yeterli sanırım,adam olun uleyn!
Yeni yılın kıymetini bilin ,hakkını verin,kırmızı donsuz,ağaçsız,hediyesiz,umutusuz yeni yıl olmaz.Olumlu birkaç şey düşünün ve yeni umutlara bırakın,sevgiyle ve saf kalın.
Bu akşam sizlere kalemden sesleniyorum,mendeburlar dışarı!!!

1 Aralık 2011 Perşembe

Olamaz mı,Olabilir...





glitter-graphics.com


glitter-graphics.com



glitter-graphics.com


glitter-graphics.com


Arayı uzatmadan yazmak istedim.Yirmialtı yaşıma bastım.Meşaleli,ateşli,kutlamalı bir düğün tadında doğum günümü sevdiklerimle kutladım.Kaktüs Kafe diye daha yeni yeni kendine “elit” vasfını yükleyen bana göre azcık kıytırık bir kafe de kutlama yaptım.Her zaman gittiğim,çileklisi latte’sini tatmadan günlerimi (abartayım :P) geçiremediğim,takılmalık Kahverengi Kafe de kutlamadım..Canlı müzik imkanını sunmazlar diye teklif etmedim,keşke etseydim..Kaktüs Kafe bir takım vaatler de bulundu,bunları gerçekleştirdi tabi ama yemek servisi için iki saat bekledik,dışarıda bir ateş şovu ve meşaleler oldu bir tek güzel hatırladığım..İşte orda diyebilirim ki ben bildiğin Tanrıça gibi hissettim.O değil de sevgili arkadaşım Mr Todd mu doğumgünü çocuğu oldu ben mi bilemedim bir ara  bir baktım meşaleleri almış,herkes onun fotosunu çekiyor ben orda çocuk gibi mızıklanıyorum  kimin doğum günü bu yeaaaa diye mızıklanmadım değil..Yemeklerin geç servis edilmesiyle bazı arkadaşlarım sinir oldu,çok kalamadılar..Beraber olabilmeyi istemiştim aslında ama bu organizasyon eksikliği herkesin moralini bozdu.Gecikmeli olarak bir şeyler yaptılar tabi ama geç kaldılar..Herkes pasta kesimine katılamadı..Anladım ki küçük sıcak bir ortam mutluluk için yeterli bir nedenmiş..Herkese göre iyi bir doğum günü kutlamasıydı,özellikle yabancılar bayıldı ama ben çok sevdiklerimin pasta kesimine katılamamalarına çok üzüldüm..Her yeni yaşımda ben aslında bir on yıl geriye gidiyor,daha da çocuklaşıyorum.Yirmi bir yaşımda yaşadığım çok ağlamalı bir doğum günüm oldu,küstüm yeni yaşlara ama atlattım zamanla.Her acıyı zaman yemiyor mu zaten?Beklemesini bilmek gerek.Evet zaman her şeyin ilacı evet hayat devam ediyor evet hayat ışık ve umut dolu.Farkındalığına varıp keyif almak lazım.Her an kıymetli.Bugün bir büyüğüm şunu anlattı: Her şeye yetişmeye çalışan bir hocanın dramı.Japonya ‘da bilgisayar yazılımı ile alakalı bir projeye seçilen başka bir öğretmen arkadaş bilgisayar donanımı üzerine bir kursta dünya da ilk üçe giren bir hocanın bilgisayarın kasasına takılıp çıkamayan diski bir el darbesiyle ,birkaç yeri gevşeterek çıkarmayı denemiş.Evet çıkarabilmişte,yalnız gözden kaçırdığı şuymuş o ana kadar:Japonyalı bilgisayar donanımı konusunda tam bilgiye sahip profesörün ,kısa ama anlamlı cümlesi: “Neden çevrenizde ki her şeye kafanızı yoruyorsunuz,kendi alanınıza odaklanın ,ve bırakın bu işi de bu alanda uzmanı halletsin..”ya öyle işte.Çok bölünen insanın dramı: ona yetişicem,ay buna da ,ee peki kafan nasıl rahata erecek senin? Ben de o insanlardan biri olmak üzereydim.Bu anekdot bana bir ders verdi,umarım sayın okur sen de bunu kendine rota olarak alırsın..

Hayatımda olmasını istediğim ,işte ben bunu hakkediyorum dediğim bir an oldu.Dizlerimi aşık olmak dışında kesen bir olay bu.Pek çok kişinin arzulayıp ,şansına kalan bir olay bu.Küçük bir kentte boyundan büyük işler yapmaya çalışan,kendine Çilek Kız diyen ben Londra Exeter’de on bir günlük ücretsiz( Hibe çıktığından) hizmetiçi kursa katılma hakkı kazandım.Seksenbir ilden gelen başvurularda kırkiki kişi seçilmiş ve bana da yıllardır küs olan şans gülüverdi.Ama totem yapıp ay olmazsa ıııkk bıkkk demeyeceğim..Getirmeyeceğim o olumsuz düşünceleri aklıma..Çünkü ben bu hayatı hak ediyorum,gezip görüp bunları aktarmayı,insanları bu tarz şeylere cesaretlendirmeyi hak ediyorum.Başvurumda yapacaklarım üzerine çok şey yazmıştım,çoğu başvuran hibeyi alıp geziyor ve kösüm kösüm dönüyor memleketine.Ben seminerler yapmayı planlıyorum..Bu bazen lanetler okuduğumuz,bizi boğan küçük kent bunu hak ediyor diye düşünüyorum.Hep cemaat kafasın da (İyi cemaat tayfası da var tabi kısmen) bağnaz,tutucu bir halk yaşamıyor burada..Yabancılar Türkleri yanlış tanıyor ve Türkler kim diyor.Bunları layıkıyla yerine getireceğimi biliyorum..Askere gider gibi sözler yazıyorum evet ama yıkılması gereken düşünceler,farkına varılması gereken gerçekler var sevgili okur.Sevgiyle selamlıyorum seni…Yine gel !

Şimdi söz Çilek Kız ‘ın:

22 Kasım 2011 Salı

Söyle nerdesin hiç gelmeyen?

Yine uzun bir aradan sonra ben yüzsüzü yine kendimi sana koşarken buluyorum.Hayatım da bir şey eksik,çok doldurmak istediğim bir boşluk..Adam akıllı biri üniversite de oldu.Sevdim bildiğin .Masal gibiydi ,uzundu ,bitti ..Şimdi o mutlu tabi boy boy resimlerini koyuyor ..Ben sadece fotoğraflara bakıp kapatıyorum..neyse ki bitti çünkü bana ilişkide kendi mi anne gibi hissettiriyor ,bencilliğiyle yoruyor ,beni yaşlandırıyordu..Neyse ki bitti ..ayrılık acısından kilo veriyor ailemi üzüyordum..Ta ki babamı ansızın kaybedene kadar.O saçma ayrılığı çok kıymetli babacığımı kaybederek ört bas ettim.Ondan sonra başladı bu sevgi açlığı hiç bitmedi bitmeyecek..Gülen bir yüzün arkasında ki kederi saklamak bana bazen çok ağır geliyor.Babam öldüğünde düşünmem gereken annem vardı,o zaten kahrolmuştu..ben bırakamadım kendimi,göz yaşlarımı yuttum,hiç istemediğim meslek olan öğretmenliği yaparken buldum kendimi.Beğenmediğim meslek,öğrenciler beni bağladı hayata,tutundum yutkuna yutkuna..arada birileri oldu,hiç kayda değer olamadılar.Hep inandım ben,hep bir sevgi açlığı..Ama yok,o kadar zor ki hayatına birini seçmek..Zorlanıyorum,canım acıyacak diye korkuyorum ben ..Etrafımda da yok şöyle evet bu o diyebileceğim..birini beğeniyorum evet,şu “in” filmlerde ki “aşk arayışı içerisinde olup,bulamayan biri” bunu her şekilde yansıtıyor,umursamaz bir kişi gibi görünüp genelde kızların bakabileceği biri..ama normal biri.Tek cazipliği aynı açlığı belki yaşıyor olmamız.Uzun zamandır “sonnet” yazmıyordum,ama birini düşünmem gerekiyordu ve bana İngilizce şarkı sözü yazmam da yardımcı oldu,mutlu sonla bitirdim her zaman kederle sonlandırdığım kalemimi..Yaptıkları çok tutarsız gerçek hayatta,keşke net olabilse..Birine ihtiyacım var,yaşla alakalı değil bu da ben de hakkaten biriyle evlenmek istiyorum artık ciddi ciddi,çok yılış yılış ilişkiler,evlilik güzel ve cazip geliyor bana..Biri çıksa ..ben ona hep şövalye diyorum..çıksa bitecek bu gizli keder..hüsrandan bıktım,temiz duygular sarsa ,rahat etsek?oyunsuz ,plansız,hoş bir birliktelik?sıkıldım.Evet kızgınım! Hiç gelmeyene tüm öfkem,neden bu kadar bekletiyorsun?biliyorum bir yerlerde sen de sıkılyor,haykırıyorsun,sen de özlem içerisindesin..bir gün bitiyor,yeni aydın gün başlıyor ama sen yine çıkmıyorsun..Yine yeni bir yaşım oluyor,kalabalığın içerisinde ben yine tek ve özlem içerisinde,anlık mutluluklara gebe..Gözlerine baktığımda doğduğuma sevinen biri görmek istiyorum,özelleşsin istiyorum o an..gelmiyor ki..ve bu da sana gelsin.



5 Eylül 2011 Pazartesi

Üstümdeki kambur kalkmıştır!


glitter-graphics.com

(bu başlık gizli bir anlam içermektedir!)


Yine asırlar sonra,yazmamaktan küflenmiş parmaklarım,damla sakızlı kahvem ve ben birlikteliği..Tembelim ben bu yazma işinde.Sizin kınamanıza hiç gerek kalmadan ben kendime terlikle dalacağım!Bayram tatilinden sonra işe gelip parmağımı ancak yazın şeysi için oynatmak istedim.Masamı temizledim sekizbinkere..Bayan da yapıyor tabi fekat ben illa antibakteriyel abana abana sileceğim.Kendimi bir aydır tatilde gibi hissediyorum,o değilde benim ev kuşu abim Kemer’e gidiyor,tüm sene ben çalış çalış ben hiçbir yere gidemiyorum yuhannes!Sağolsun eski boss zamanından kalma izinlerim yandı,yeni patronlar “kullansaydınız” demiş :/ ancak hafta sonu kaçamağı tarzı olabilir yapacaklarım ki o da ancak eylül ayında olmalı.Yeni dönem ekim de başlayacak çünkü..İlk derslerde böyle kalbim pır pır atıyor,farklı bir izlenim veriyorum,alışılagelmiş bir öğretmen olmadığımdan olsa gerek..Derste sıkan,bunaltan biri olmak istemem,benim enerjim düşer yani!Renklendiriyorum hep,hele canlı İngilizce bölümleri yok mu..O zaman dil öğrenimi tadından yenmiyor..Benim en çok gıcık olduğum : “Nasıl öğreneceğiz?” sorusu,bu soruyu cevaplamak için o kadar çok zaman ayırıyorum ki..İlk derslerde anlatıyoruz hep bunu..Ya bir de “Onlar niye Türkçe öğrenmiyor?” cehaleti yok mu!Uçan ayakkabı fırlatmak istiyorum,ne kadar acınası buluyorum bu fikri,gerçekten küçümsüyorum varolan cehalet örneğini..Neyse yeter yau şu ingiliş muhabbeti değil mi sayın okuyucu?
Doktorum Kemal Bey “ Gizli depresifsin “ dedi.Doğru dedi,bazen o gülüşler iç acısının,isyanın dışa vurumu,ota boka takma diyorum kendime ama yööakk,kime diyorum? O yüzden bir nevi “relaxation” olsun diye elektro gitar öğrenmeye karar verdim! Biri çalarken ,ya da sevdiğim bir “band” ‘i dinlerken içimde bir şeyler alevleniyor,aslında arka planlarda bir yetenek var biliyorum ama üstüne gitmediğim için tozlu beynimin bir köşesinde sinmiş,şimdi onu temizleme,ortaya çıkarma zamanı geldi.Neden gitar?Sevgili Cumhurcan güya bana bateri çalmayı öğretecekti ama belli bir düzeni yok,anlatma da güçlük çekiyor,ve zaman konusunda sıkıntı yaşıyoruz.Müzik ayrı bir şey,hele çalabilmek tapılası bir yetenek..Ama bateri geçmişim vardı,bunu beynimin tozlu raflarına kaldırmıycam tabi,ona da yüklenme düşüncem var..Hadi bakalım Sinem Şen!
Yirmialtı yaşıma geldim mendebur yirmilik-the gereksiz diş’i çıkarıyorum ya! Benim bu çene ağrıları bundanmış eneee!Dişlerimde çarpıklık varmış bu nedenle tel de takmam gerekebilir,çok sıkıntılı işler yeaa! Bu diş için operasyon geçireceğim bu Cuma :/ kıracaklar benim minnoş çenemi,”scar face “olacağım lan!Tırsıyorum yeminle..Oyyhhh
Çok götindirik bir gün ,pazartesi sendromum tavan yaptı!Bak sen de hala bana yazdırtıyorsun,sana yükleneceğim şimdi!Sanki regl olmuş gibi bir sıkıntı,bir hırrrrr modumdayım bugün!
Son bir şey İngilizce şarkı sözü yazdım lem! Dünyada Yaşayan Uzaylı Kosmos,Mr Todd ve ben müzik gets the best of me yapcaz,ehahha,ben de söylerim ki..
Öperim seni bir daha ki sefere kadar buradan bir yere ayrılmıyorsun ciciş!sayfamı örümcekler bağlamasın! Bak beni örümcek bağladı,anladın sen onu muah 




glitter-graphics.com

TIP! " sevgili blogçum rica etti!"

4 Eylül 2011 Pazar

23 Haziran 2011 Perşembe

MY SONNETS


glitter-graphics.com
I.In my fairy land,did he live

In my fairy land there did live a noble man,the noblest of all.
He had his word that he had never kept.
Once he let the plants be blossoms in my childish,sensitive heart with all the vows of heaven
Was he the violent by a mossy stone,
Half hidden from the eye of evils.
Believe so much in him,
What in faith made me so?
I did pick,him, him,the mighty.
What I wanted was to blow his fears away..
Ouch! Did I manage?
So frown’d he once,when in an angry parle.
This is the poison of deep grief
I do not think’t
I did say that it was my nature
To have a signature ..
I did tell all my deepest feelings a million times
,what he did?
He’d gone..
Left within the world of sorrow,
By the window I stood like a Stone
Counted the uncoming days,but there was no one..
No knocking of the door..
All that I had was the smelling of the sorrow..
As last, Alas, my love, you do me wrong
For I have loved you well and long
..then I did change my mind
I did choose a villageman to sweep the sorrow..


glitter-graphics.com

II.To the Dark LOrd PART I

Once upon a time did he come
We together had the moments of joy..
We did live in a world of mirth
There lived an unknown wizard
To take us apart into the world of thousand..
He,the cruelest,took the mighty
In thedeepest sorrow world was I drawn..
In a feast of lords,he came with his words
Was he the lord of numbers
the darkest of all..
Cruely did he approach'd with his mocking,cynical smile,
Little by little ,he'd taken his revenge on me.
He,the wizard ,wanted him to do so
Sensitivily did he choose his words
to learn my passwords..
Nothing new had been with him..
He was the lord of numbers..
Noble,loyal,kind as the others..
He said his words
I paid with my heart
Even if I tried hard..
In a sudden fall of mirth
I did feel that neverending sorrow..
All the things happening around me
became the real nightmares
without knowing how I'm goin' to react,
I found myself in that sudden falling again..



To the Lord of Darks the one never comes,the one never sees,the one that has never been..


glitter-graphics.com

III-TO the Dark Lord PART II


Saved from the evil wizard did my Dark lord come to my world once more
Disguised as a shepherd did he ask me a favour
It was his voice that helped me to recognize his voice..
Trembled as a coward rabbit
I did approach his world..
I met a changed man
Was he the lord of my dreams..
I let him to hold my hand,to touch my warm lips without fear..
With his warm kisses,he let the blossoms not to fade away..
I was his,he was mine..
He declared to be known so
I agreed with all the gentle behaviour of mine
We,together,began to run away from the shadow of the past
We,together,wished to be swept from the fears with our affectionate love..

IV.To the Dark Lord Part V
Sitting by his castle’s balcony
My Dark Lord thinks of agony
Lightinig his cigar, he dreams of his lady,
The one,who is so -called candy.
They are the miles that take them apart
The folding anger made him depressed
And his sweet lady is in stressed..
He,the indifferent,
She ,the preminet.
Could live the joys of life,together
Was he the one who killed the mirth inside her
For the grace of God,she could relieve..
His tongue was in poison
Like a scorpion..
By closing her eyes,she wished it to stop..
Thanks God ,they are all teardrop..


glitter-graphics.com

V.Never happening tale!

Once upon a time did he stole the heart of Cornelian’s
With the poisoning love words ,
İt was the easiest of all
‘cause he,the deceiver,was the master of these words
That was why the lady called her the Lord of ….
The one what the bard wants to be known as never lived..
So many words were said upon him
Was he the one under the magic of the evil wizard
Did that wizard live at all?
This man known as the Lord ….. once gave his word
All in all were they ever heard..
The cruelest ,disgraced lives the the mirth with his mocking smile
The lady so-called candy ,now ,is under the cemetery
Where she writes her poetry..
There she writes never –ending story..
Here lies the dirtiness of his footprints
Was he scared shitless..
“If this be error and upon me proved,”
I never writ, nor no man ever loved.


by Sinem Şen

Ps: Son iki satır Shakespeare'in 116.sonesinden alıntıdır..


glitter-graphics.com

22 Haziran 2011 Çarşamba

Hele yazmayali asir olmu; lan!

En son blogspot kapatılmak üzere blog yazmayı düşünüp,sisteme girince çoktan kapandığını gördüm.Yazacaklarım,fikirlerim bir düğüm oldu boğazım da .. ne “wordpress” ne de”tumblr” dan bir ad almayı istemedim..Yazacaklarım birikti deyip bir hışımla “wordpress” den aldım,ne mi yazdım?”To the Dark Lord ( ki hiç olmamış olamamışa ) yazdıklarımı yayınladım ve bıraktı.Kabul etmeliyim ki “blogspot “ candır,ciğerdir,yerine geçilemezdir..Zevkine göre temaları ,renk seçimleri vice versa..Özetle özlemişim oğlum!
Peki bunca zaman bu gadın ne etti? Yine yoğun bir iş temposunda kalıp,bahar dönemi gruplarına mayıs ayında bir son verdi,stajı kalktı “kadrolu” eshah örtmen oldu,aday uzman öğreticiden,en helalinden resmen bir İngilizce Öğretmeni oldu..Hala devam etmeli mi etmemeli tereddütleri de olsa..Asıl istediğim hep Drama Hocası olabilmek..çok ta gideceğini biliyorum kendime..
Bu arada çalıştığım kurum kendinden kat kat daha geniş bir kurumla birleşerek zaten var olan gücünü emniyete alarak büyümesinde adım attı..Şu an iki ayrı yer olarak eğitim hayatına devam etmekte..Peki çalışanlarımız? Ben ve Törgut yine kalıcı kişileriz..Yalnız “kendine yönetici” diyen bir hağnımla haşır neşir olmak zorunda kalacağız ki,kimse sevmedi ..sevemedik arkadanş..bu kadar da kendini ön plana çıkarmakla uğraşmaz ki bir insan yavrusu? Ben seni tecrübemle yere sererim lakin pislik yapmaya gelince eskiden göstere göstere yapardım,şimdi ise kurbanıma seri katil soğukkanlılığıyla yaklaşmayı öğrendim.Acele etmeden ,sinsice avıma yaklaşıyorum..Şu an hayatımda üç kişiye feci takmış durumdayım,maskeleri indi,zamanımı bekliyorum..Avucumun içinde oynatıyorum..Kazanıma atıp direk kaynatmayacağım mesela,yavaş yavaş…Hayat enerjimi,güvenimi sömürdüler..Bu arada canım benim burcum YAY, AKREP değil..Şu sıralar yeni kurum için duvarlara resimler çizdim,çok eğlendim,sadece bacaklarıma acıdım lan!


glitter-graphics.com


He bir de ben İstanbul’a taşınan pek değerli kardeşim Dİdimu’yu ziyaret ettim..Sağolsunlar pek iyi ağarlandım..Üç gün gezdik,tepindik,yanımızda dans eden yarım dünya kızları kaçırmak için türlü “kabile dansları” yaptık ve layıkıyla kaçırdık..Hala doymadım,doyamadım..İzmir de ki Ooze tadını aradık bulamayız diye keder yaparken “LINE “ isimli mekan da kendimizi Taksim ‘de tepinirken bulduk..Bir baktık ne görelim İzmir’dendi “lead singer”..Sevinçten gözlerim pörtleye pörtleye saat 4’e kadar tepindim..Solist iki kişi çağırdı ,Nevzat dediği tip Nev çıktı layn! Eneee deyip dinledik sonra ev yollarına düştük..
Çok uzatmak istemiyorum bugün ,özlemişim can seni!Öpücükler!

8 Nisan 2011 Cuma